Bu kitap Cemal Ussak’in “Biz dindarlar Kürtlerin istirabini hissetmedik” sözünden çikti. Bu söz, dindarlar için pek alisilmamis bir özelestiriydi. Daha çok insanî bir özelestiri. Haliyle genis bir tartisma baslatti.
Kavramlar, teoriler, programlar, çözümler… Bunlarin hepsi gelip bir samimiyet testine dayaniyor, orada çöküyordu. Aranan insanî sicaklikti. Sözlerde degil, yürekte olan bir cevher. Güven kaybolmustu. Bu güvenin tekrar insa edilmesi gerekiyordu. “Barisin dili” diye, çözüm için israrla tekrarlanan iste buydu. Kelimelerden olusan bir dil degil. Yüregin çarpmasi ile disa vuran bir dil.
Bu dil, makalelerde, konusmalarda yakalanamiyordu. Ben yine de pesindeydim. Cemal Ussak’in özelestirisi, pesine düstügüm dilin isaret fisegi oldu. Ara sira konustugum milliyetçi-ülkücü arkadaslarimdan da benzer sözler dinliyordum.
Türklerin Kürtler ve Kürt sorunu hakkindaki kanaatlerini ve hükümlerini, gerçekten samimi ve hilafsiz düsüncelerini belgelemenin sorunun çözümüne katki saglayacagi asikar. Etnik kabuklar siyrilip insanî olana ulastiginiz zaman karsiniza bambaska bir dünya çikiyor. Ben bu dünyayi olanca dogalligi ile resmetmeye çalistim. Kürt olmayan ve bilhassa Türk olanlarla konustum. Konustuklarimin hepsi saygin ve temsil yetenegi olan kanaat önderleri... Dindarlar ve milliyetçiler…
Kürtler, “farkli mesreplerde Türkler, bizim hakkimizda ne düsünüyorlar?” sorusuna bu kitapta “samimi’ cevaplar bulabilirler. Ben “Türklerin vicdani”nin pesine düstüm. Sordugum sorular o vicdanla diyalog kurmak içindi. Saglam bir vicdanla karsilastigimi düsünüyorum
Author: Mumtazer TURKONE
Publisher: Ufuk Yayinlari
ISBN 9786055314095
Dimensions: 0