Gün ikindiye kayarken bir hareketlilik baslar o diyarda. Talihli konuklar bir tevbe kurnasina kosuyor gibi hizli hizli ama bütün hata ve günahlarinin hicabiyla da mahcup, agaçlar ortasindaki heybetli fakat simsicak eve yönelirler. Isigi daima yanan evlerden biridir o. Batinin batisinda, dogunun bütün motiflerinin mümessili bir Anadolu ocagi.
Kaderin bir cilvesi midir bilinmez; Batinin batisindaki sohbet saati ikindiden sonraya denk düsmüstür; hafta sonu sabahi, cuma namazi öncesi ya da aksam namazi sonrasi degil de ikindi vaktidir burada insibag mevsimi.
Ikindi, her zaman insan gönlüne gurbet duygulari salan hazin güz mevsiminin tedaileriyle gelir.
Ikindi, hüsyar ruhlara iyice yaslanan dünyanin elden ayaktan kesilmisligini görmenin kederini içirir.
Ikindi, o solmaya yüz tutan yüzüyle “yolculuk var, ölüm var, hesap var!” der, ötelere hazirlik yapmak gerektigini bildirir.
Her ikindi, bu hüzünlerin hepsiyle beraber gelir uzaktaki o eve. Sadece bunlar mi? Hayir…
Yagmursuz ve susuz yillar, felaketidir her kavmin. Kurak sema, afettir; susuz toprak, çorak. Öyle bir kuraklikla karsi karsiya idik ki, “Ýkindi Yagmurlari” can oldu, kan oldu bütün dünyaya. Çünkü, “yagmur nesil” onu tasidi bütün diyarlara… “Benim ümmetim, yagmur gibidir; basi mi, sonu mu daha hayirlidir bilinmez!”
Author: M. Fethullah Gulen
Publisher: Nil Yayinlari
ISBN 9789753153393
Dimensions: 0